24 Aralık 2010 Cuma

ZİHİNSEL ANTRENMAN

Posted by tennistürk 07:31, under | No comments

Zihinsel Antrenman

Doğru antrenman , beslenme, ek beslenme ürünleri, programlar, hereketler… bizim sitemizde de sık sık yer verdiğimiz konular. Peki gerçekten spor, fitness ve gelişim için bilgi ne kadar gerekli? Yoksa sadece antrenörlerin yap dediklerini, hiç sorgulamadan yapmalımı? Bu sorulara cevap vermek için zihinsel antrenman konusuna değinmek istiyorum.

Klasik idman metodları arasında pek yer verilmeyen zihinsel antremana, bugün batı ve doğu bloğu ülkeleri sporcularının antreman programlarında çok geniş yer verilmekte ve bu antreman için gerekli dökümanların toplanabilmesi için hemen her antreman merkezinde kütüphane, video salonları, konferans salonları...vb kurulmaktadır. Maalesef bu gelişimler ülkemizde pekde hızlı değil!

Peki Zihinsel Antreman na anlama geliyor?
Antreman metodları, programları, uygulanış şekillleri her ülkede, her okulda, hatta spor salonlarında bile hızla değişip, gelişmektedir. Antremanların etkisini daha güçlü kılmak için her çareye baş vurulmuş, araştırmalar yapılmış ve sporcuların üzerinde farklı deney ve uygulamalar yapılmıştır.

Genellikle uzun yıllar boyunca sporculara Sen sadece sana denileni yap, gerisine karışma denilmiştir. Ama tüm bu uğraşılara rağmen elde edilen neticeler hiçbir zaman laboratuar bulgularının öngördüğü biçimde oluşmamış, bu durum ise yeni araştırmalara konu olmuştur.

Sık sorulan ama kolay cevaplanmayan şu soru ortaya çıkmıştır;

Antremanda elde edilen gelişimin doğal neticesi olan maksimal güç, o sporcunun gerçek maksimal gücü müdür, değil midir?

Soruyu daha belirgin bir hale getirmek istersek şu örnekle durumu açığa kavuşturabiliriz; Varsayalım ki bir sporcu bench press i 60 kg yapmaktadır. Peki acaba bu 60 kg sporcunun o andaki gerçek maksimal gücü müdür, değil midir?

O zamana kadar ki varsayım, elde edilen neticenin sporcunun maksimal gücü olduğu şeklindeydi. Ama 1961 yılında Dr. Ikai ve Dr. A.H.Steinhaus ın Some Factors Modifying The Expression Of Human Strength (İnsan Gücü Belirlenirken Etkili Olan Bazı Etmenler) adlı eserlerinde, hipnotizma etkisiyle uyutulup kendilerine çok kuvvetli oldukları ve bu kuvvetlerini sonuna kadar kullanmadıkları söylenen sporcuların hipnoz halinde normal zamandaki maksimal güçlerinden %30 daha fazla bir ağırlık kaldırdıklarını bütün açıklığıyla ortaya konmuş ve antreman metodlarındaki esaslar yine değiştirilmeye başlanmıştır.

Araştırıcıları o güne kadar yanılgıya götüren fiziksel bir gelişim için muhakkak fiziksel bir uyarım olması gerektiği inancında oluşlarıydı. Oysa Dr. Ikai ve Dr. Steinhaus fiziksel bir uyarı olmadan da insan organizması verim gücünde artım olabileceğini ortaya atmışlardır.

Daha sonra yapılan araştırmalar, gerek sözlü, gerek resimli, gerek gözlem yoluyla meydana getirilen uyarımlarla sporcuda daha büyük istem uyandırabileceğini, bu istemle yapılan çalışmaların sonucu ise maksimal güçte devamlı artım meydana getirilebileceğini ortaya koymuştur.
Zihinsel antreman (Mental Training) bugün antreman faaliyetlerinde her geçen gün daha güçlü bir şekilde kendini göstermektedir. Bu gelişime paralel olarak sporcu tipleri de değişmeye başlamaktadır.. Dünün hiç düşünmeye ihtiyacı olmayan, kendine söylenen herşeyi bir robot gibi yapan sporcusu, artık kendisine hareketlerin izah edildiği, gösterildiği, anlaması istendiği, zihnen o duruma konsantre olması gerekliliğine inanmış, belirli kültür seviyesindeki sporculara dönüşmeye başladı.

Zihinsel antreman; başlıca üç çalışmadan ibarettir :
a. Sözlü bilgi verme çalışmaları; Verbalinformativ
b. Gözlem çalışmaları; Observativ
c. Algılama gücünü artırma çalışmaları; İdeomotorik
a. Sözlü bilgi verme çalışmalarında; hareketin tanımı yapılır. Yapılacak işin özellikleri ve bu özelliklere erişmek için nelerin yerine getirilmesi ve bunun nasıl olacağı anlatılır, veya yapılmış olan bir işteki hatalar ve bu hataların, düzeltilme yollarıyla, düzeltilmiş bir hareketin etkileri anlatılır. Anlatımlar birkaç kez olabilir. Unutulmaması gerekeli olan husus, her anlatımda ayrı bir noktanın aydınlığa kavuşturulması gayesinin güdülmesidir.
b. Gözlem çalışmaları; yapılması istenen hareketin ideal şeklinin elde mevcut film ve resim gibi imkanlarla gösterilmesini içerir. Değişik pozisyon ve süratle, ağır çekilmiş filmler, durdururak gösterilebilir. Bu çalışmada gaye sporcuların optiksel olarak çalışma esaslarına uyumlarını sağlayıp, onlarda ideal hareketi şekil olarak her an göz önüne getirebilme gücünü sağlamaktır. Gösterilen film, şekil, resim gibi dökümanlar gelişi güzel olmamalıdır. Her şekil belli bir amacı olan döküman niteliğinde olmalıdır.
Çalıştırıcının gösteri esnasında gösterilen filmdeki hareketleri açıklaması ve bu açıklama esnasında özellikle hareketin en can alıcı noktalarına değinmesi gereklidir. Gösteri birkaç defa yapılabilir, yapılan her gösteride ayrı temel noktalar üzerinde durulmalıdır.
c. Algılama gücünü arttırma çalışmalarında; karşılıklı veya tek taraflı konuşarak kişinin istenen şeyi soyutlama, manalandırıp, diğer bütünlerden ayırt edebilme özelliği geliştirilir. Bu çalışma sporcunun hareketin esprisini iyice anlamasına yarar. Bu çalışmada nedenler, niçinler, çözüm yolları, sporcuya temel esaslar verilerek anlatılır. Karşılıklı konuşma ile sporcunun o hareketin püf noktalarını manalandırıp anlaması sağlanır. Kısaca özetlemek gerekirse algılama gücünü geliştirme çalışmasında bütün amaç sporcuda;
- Demek hareketin esası ve amacı buymuş!... duygusunu uyandırmaktır.

Zihinsel antreman çalışmaları kısa aralıklarla ve dikkati dağıtacak yan etmenler (gürültü, rahatsız oturuş, vs...) ortadan kaldırılarak yapılmalıdır.

Sonuç olarak denilebilir ki; artık başarı kafasında yaptığı işle ilgili hiçbir sorusu kalmamış, neden, niçin, nasıl sorularının cevabı kendisine verilmiş sporcuların olacaktır. Bu sebeple çalıştırıcıların da sporcularını istenen yanıtlara ulaştıracak nitelikte olması şarttır.
Bilinçli ve doğru sporlar…
Murat Vural
Sportland Spor Salonu İşletmecisi
2004 yılı yılın Antrenörü
murat@sporfitness.com

0 yorum:

Yorum Gönder